Hey Dedeler Her Sözü Küfür Bilmeyin–Hasan Harmancı
Alevi dedelerinin yanlış örgütlenmelerinden dolayı sınırsız bir despotizm oluşuyor.
Günümüz toplumunun böylesi bir despotizm ile yaşayabileceği sanmak Alevi toplum kurumlarının işlevsizleştirilmesiyle sonuçlanmak üzeredir.
Toplumumuzun normlarını, ilkelerini rızalıkla alınmış kararlara göre yürütmek yerine, kendi düşüncelerine göre hareket edilmesi Yol’a uygun olmadığı gibi toplumsal özgürlüğümüzle de ilişkili değildir.
Alevi kurumsal çıkarlarının savunulması olarak gösterilmeye çalışılan Dedelerin tutum ve yargıları ancak bireysel ya da grupsal çıkarlar olarak sonuçlanmaktadır.
Yaratılmaya çalışılan düşünce “kafesi” Alevi toplumunun günümüz özgürlük anlayışının çok gerisindedir.
Toplumumuzun evrenselleşme çabası sürecinde yaşamaya başladığı iktisadı değişim ve yeni toplumsal yaşayışta sorumluluk gösterip toplumsal işleyişe, katılımcı bir toplumsallık yaratılması çabasına Dedelik kurumunun yeni yapısı/yapıları hesap verebilir olarak katılmak durumundadırlar.
Alevi kast sisteminin hiyerarşik dengeleri yetersizlik içinde yuvarlanmaya başlamıştır.
Bu kast ilişkilerinin yürütülmesi gittikçe çapraşıklaşmaktadır. Alevilik zenginlerin ve güçlülerin oluşturduğu oligarşik bir yapıya sahip olmamakla birlikte bu yönde bir yapılanma ve anlaşılma ile karşı karşıyadır.
Yaşadığımız dağlar bize demokrasiyi, insancıllığı, insan hak ve hukukunu, kurdun-kuşun hakkını öğretti. Şimdi mücadele ettiğimiz gücün kendisi gibi vurdumduymaz olmamız, ona benzememiz düşünülebilir mi.
Hizmet yürütme kastı olmakla, toplum adına söz söylemenin karıştırılması toplumsal özgürlüklere müdahaleye dönüşmektedir. Toplumun beklediği işlev sadece moral, inançsal hizmetler değildir. Alevi yaşam ve inanç alanı hiçbir zaman bu ölçekte daralmamıştır. Hakullah ve sofra gülbangının içeriği de bunu göstermektedir. Öyle olmasaydı dergahlar, tekkeler olmaz, Cemler kurulmazdı. Kapılar gece gündüz açık bırakılmazdı.
Kendi içinde parçalanmış ya da uyumlanma sorunu yaşayan Ocaklı, dergahlı, tekkeli Alevi kast sisteminin yapısı özgürlüklerin gelişimini engellemektedir. Aynı zamanda toplumun iktidarlara karşı güçlü muhalefet etme çabasının da önüne geçmektedir.
Alevilik tanımı, felsefi söylem yetersizliğinin, ritüel ve hizmetlerin yürütülmesinin yapısal koşullanmaya uyumlu, toplumun gelişim ve beklentisiyle denge içinde olması gereklidir.
Bu yeniden yapılanmaya ayak direyen Dedelere karşı toplumumuzda bir güvensizlik ve işlev yetersizliği söz konusudur.
Dedelerin Alevi toplumu ile ilişkilerinde bireysel ve kastsal çıkarları ötesinde bir ilişki ağı içinde olmak durumundadırlar.
Sosyal organizasyonların güçlü, ihtiyaca göre örgütlenmesinde görev almaları sosyal yapımızın gereğidir. Keramet bu toplumsal işlevin canlandırılıp Yol’un inanma biçimini, meclislerini hayata geçirip yürütmektir. Yol’a, yüreğe giden damarlara anjiyo yapar gibi müdahale etme zamanıdır. Toplumun nabzına göre şerbet vermek yerine toplumun nabzını tutacaksınız.
Cem, cenaze, nikah varsa gelirim diyen bir Dedelik kurumu olabilir mi. Örgütlerimizi AŞ’lere değil Aşevine dönüştürme günüdür.
Toplumu harekete geçirmek zamanıdır.
Sol’u Aleviliğe pranga gören çarpık ve Alevi felsefesine yakışmayan bir sürecin yansımalarını Aleviliğe sirayet etmeye çabalayanlarla karşı karşıyayız.
Dedelerimiz böylesi bir taşın atıcısı olmamalılar. Bu darağacındaki Pir Sultan Abdal’a, Hallacı Mansur’a atılan taş kötülüğündeki gülden farklı değildir. Dayanışmak, yoksulun yanında olmak, bunu örgütlemek yâren hukuğunun gereğidir.
Değerli Dedeler, Babalar, Yol ehilleri katranlı odun kazanlarını kaynatma, muhtaca, çaresize el uzatma, elbirliğini örgütleme zamanıdır.
Kimseyi arayıp çare sormayın, aynaya bakıp kendinizi arayın. Kini, kibri, hamaseti bir yana bırakınız. Kimsenin kapınıza gelmesini beklemeyin, kapıları çalın ve vicdanlara ses olun, ışık ve ışk verin.
Bunu söylerken amaç ne iğnelemek ne de küfürdür. Yol çaresize çare, dermansıza derman, imana, vicdana gönülden ferman günüdür.
Değerli Canlar sizler kimi bekliyorsunuz. Örgütlerinizi, Dedeleri, Babaları arayın güç verin, umudu uyandırın. Ne yapabileceğinizin ikrarını veriniz, bildiriniz. Eliniz, ayağınız, diliniz, keseniz mi tutmuyor.
Cem’e getirdiğiniz simgede lokmanın değil hakikatte lokmanın günü değil mi.
Hızır mı beklersiniz, Mehdi mi çağırırsınız kendinizden öte.
Toplumumuzun yaşadığı ekonomik ve sosyal bozukluğun getirdiği gittikçe yoksullaşma sürecine insani destek ve hizmetlerin yürütülmesi üzerinden katılma bunu örgütleyen kurumlarımıza bedenle, ruhla katılma günüdür.
Şimdi koalisyon, koordinasyon ve konfederasyon ve imece günüdür. Gün Hızır’ı uyandırma, çerağı uyarma günüdür. Alevilik bina değildir, binaların kapıları açılmadan da bu hizmetler yürütülebilir.
Cenaze araçları ölüm ve keder taşımasın umut ve uğur taşısın.
İnsanı toprağın altına koymak yerine, elimizi taşın altına koyalım.
Aşk olsun halka hizmeti Hakk’a hizmet bilene.
#Alevi#alevi#Kızılbaş#kızılbaş#Asimilasyon#Bektaşilik#AABF#BDAJ#AKM#Alevi Kültür Merkezi#Alevilerin Sesi#Hacı Bektaş Veli#Pir Sultan Abdal#Kaygusuz Abdal#Yunus Emre#Alevi Enstitüsü#Dede#Kadın#kadın mücadelesi#
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.