Alevi İnancında Hızır Gerçeği–Tacim Taşdan

ALEVİ İNANCINDA HIZIR GERÇEĞİ
Tacim Taşdan

Bu ay Hızır ayı, darda olanın darına, zorda olanın carına yetişiyor. Ayakta kalmamızın yaşamamızın yegane sebebi, osmanlının zulmüne dayanamayıp, deyim yerindeyse kuş uçmaz kervan geçmez, zulmün elinden sığındığımız dağ köylerinde, karda kışta, varlıkta yoklukta bize elini uzatan Hızır’ı unutmak mümkünmü, bunu sadece gören ve yaşayan canlar için ifade ediyorum, onlar çok iyi bilirler.

Bu derece yanımızda yakınımızda olan ve aynı zamanda en zor zamanlarda bizimle birlikte olan Hızır’ı aleviler hiçbir zaman unutmadılar. Hızır ayında oruçlar tutuldu, lokmalar sunuldu zamana göre, zaman zaman ağlandı, zaman zaman gülündü ve eğlenildi.

Hiçbir zaman alevi inancındaki yeri, kim ve kimliği konusu fazla gündeme alınmadı. Alınması büyük bir sorunda değildi, Hızır vardı darda darımıza zorda carımıza yetiyor ve yetişiyordu. O zaman yaşayan hizmet veren pirlerin anlatımıyle kaldı. Ancak zaman geldi saklı olduğumuz dağları terk edip, bizim dışımızdaki toplumlarla birlikte yaşamaya başladık. Bununla birlikte bizleri tanımak isteyenlere bazı gerçeklerimizi açıklamak zorunda kaldık, kalıyoruz.

Bu nedenle inancımız ve Hızırla ilgili birçok araştırma ve yazılar yazıldı ve yayınlandı birçoğunuda okuduk. Ancak yazan ve çizenler ya bu inancın inanan bireyleri değil veya Hızır’ın izlerini yanlış yer ve mekanlarda aradıklarını gördük. Bu arayışın özüne yakın ve uygun olması mümkün değildir. Hızır’ın kelime anlamını arapça kökende, Kuranı kerim içerisindeki ayetlerde aramak, Hz.Musa’nın, Hz.İsanın, Hz. Davut’un  vs için anlatılan menkibeler içinde aramaya çalışmak boşuna çabadan başka birşey değildir. Dünya inançlarını bir tarayalım, Anadoludaki Boz atlı Hızır’a başka topraklarda rastlanabilmesi  mümkün ve olası değildir.

Hızır’ı anlamak için, alevi inancını, alevi felsefesini, alevi pirini ve mürşidini anlamak gerekir. Alevi inancının vardan var olmak gibi temel felsefesini kavramaya çalışmak, hiçbir cismin yoktan var edilemeyeceği gerçeğini anlamakla olur.

Enelhak denilen mana özünü
Anladık sırrını ayana geldik
Hep bir idik iptidada mekanda
Serpile serpile bu yana geldik,
Aşık Daimi

Yani özümüz bir, cismimiz bir, ismimiz bir ve anasırdır anamız. Hızır anasırdır toprağımız, havamız, suyumuz ve ateşimizdir. Kış aylarında uykuda olan Hızır, şubat ayında canlanmaya başlar, ısıtır sırasıyla; havayı suyu toprağı canlılıktır verimdir, canlının cansızın gıdasıdır yaşamıdır, dertlerinin dermanıdır insanın. Uzan kış aylarında biten yiyeceğin içeceğin habercisidir Hızır. Gelişi oruçla yani sevgiyle şükranla karşılanır, bütün nimetlerini sunacaktır Hızır. Ya Hızır gelmese, uyanmasa hava su ve toprak, ne olur halimiz. Bunun bilincindedir alevi can, onun için sevgiyle şükranla karşılar, törenler yapar hızır cemlerinde lokmalar dağıtır.  Hızırın gelişi İlyasın’da habercisidir, canlanan toprak haziranda boy boy bitkiler verecek, çiçekler açacak, analar yeni canlılar doğuracak, bir yaş daha yaşlanmış ve yenilenmiş olacak dünya.

Canlar toprağımız canlılığını, havamız temizliğini, suyumuz berraklığını ve güneşimiz sıcaklığını yitirmesin. Güneşimiz hergün doğsun, Hızır’ımız her şubat ayında gelsin.Tüm canlar özünü yitirmesin, kökünden kopmasın temennimiz.

Hızır yar ve yardaşınız olsun, tutulan oruçlar yapılan hizmetler verilen lokmalar pir defterine yazılsın.

Tacım Taşdan Dede
13 Şubat 2019

Bir cevap yazın