AZİZ SERGIOS – AZİZ QARDAG ANLATIMININ ALİ’YE DÖNÜŞÜMÜ (Deutsch-Türkçe)

AZİZ SERGIOS – AZİZ QARDAG ANLATIMININ ALİ’YE DÖNÜŞÜMÜ

Dieser letzte regierende Sohn ‘Abd al-Maliks, Hischâm, hat eine Bauinschrift in der Nähe von Hims am Qasr al-Khayr, datiert auf das Jahr 110 nach den Arabern, hinterlassen. Er soll auch Erbauer der Moschee von Rusâfa sein. Diese ist aber nichts anderes als ein Anbau an die spätrömische Kirche mit dem Grab des Heilige Sergios.
(Der frühe Islam, Karl Heinz Ohlig, S.157)

*****
Abdülmelik’in bu son hükümdar oğlu Hişâm, Hims yakınlarında Kasr el-Hayr’da Araplardan sonra 110 yılına tarihlenen bir bina kitabesi bıraktı. Rusâfa Camii’ni inşa ettiren olduğu da söylenmektedir. Ancak bu, Aziz Sergios’un mezarının bulunduğu geç Roma kilisesinin bir uzantısından başka bir şey değildir.

————————–
An der Rolle des Heilige Sergios und des Heilige Qardag wird diese Transformation dargestellt. Der christliche Heilige wird zu Verkörperung eines iranischen Bildes von ethisch richtig handelnden Helden, der auch als Christ sein Iraniertum nich verleugnen muss. Er stirbt den Märtyrertod, da er sich gegen den ungerechten Herrscher stellt und nicht vom Glauben abfällt, das heißt sich nicht korrumpieren lässt. Diese Überlegungen Gernot Wiessners weisen auf ein mögliches Verständnis der mesopotamischen Heiligen des 2. Jahrhunderts nach den Arabern hin. ‘Alî ist demnach die iranische Ausschmückung des “El”. Die iranischen Heiligen des 2. Jahrhunderts nach den Arabern folgen dem Vorbild ‘Alîs.
(Der frühe Islam, Karl Heinz Ohlig, S.158)

*****
Aziz Sergios ve Aziz Kardag’ın rolü bu dönüşümü göstermektedir. Hıristiyan aziz, bir Hıristiyan olarak bile İranlılığını inkar etmek zorunda olmayan, etik açıdan doğru bir kahramanın İranlı imgesinin somutlaşmış hali haline gelir. Adaletsiz hükümdara karşı durduğu ve imandan uzaklaşmadığı, yani kendisinin yozlaşmasına izin vermediği için şehit olarak ölür. Gernot Wiessner’in bu değerlendirmeleri, (Hicri) 2. yüzyılın sonrası Mezopotamya azizlerinin olası bir anlayışına işaret etmektedir. ‘Alî bu nedenle “El” kelimesinin İrani süslemesidir. Araplardan sonra 2. yüzyılın İranlı azizleri ‘Alî’nin modelini izler.

———————–

In anderem Zusammenhang haben wir darauf hingewiesen, dass die Gestalt eines Heiligen wie die des Mar Qardag im Grunde nur verständlich wird, wenn man in ihr den Niederschlag derjenigen iranischen Kreise sieht, die sich auch nach ihrer Bekehrung zum Christentum mit der heidnischen Tradition auseinandersetzen und dabei ein wesentlichers Element derselben, das genuin persische Heldenideal, in ihr christliches Selbstverständnis übernahmen. (Verfassung Dieses Heldenideal wird noch von den scheiternden Helden der Traditionsliteratur, ‘Alî, Hassan und Hussain, verkörpert. Nicht ohne Grund sehen die Iraner in diesen Protagonisten Helden nach ihrer Tradition)
(Der frühe Islam, Karl Heinz Ohlig, S.160)

Başka bir bağlamda, Mar Qardag gibi bir aziz figürünün temelde ancak Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra bile pagan geleneğiyle ilgilenen ve böylece onun temel bir unsurunu, gerçek Pers kahramanlık idealini Hıristiyan öz imgelerine uyarlayan İranlı çevrelerin bir yansıması olarak görüldüğünde anlaşılabileceğine işaret etmiştik.

 

(Bu anlayıştaki kahramanlık ideali, geleneksel edebiyatın başarısız kahramanları ‘Alî, Hasan ve Hüseyin tarafından hâlâ somutlaştırılmaktadır. İranlıların geleneklerine göre bu kahramanları kahraman olarak görmeleri sebepsiz değildir.)

—————–
In diesen Traditionen, denen sich Hischâm mit seiner Hinwendung nach Rusâfa verbunden hat, können die Anfänge der späteren ‘Alî-Erzählungen gesehen werden, die von dem edlen Kämpfer berichten, welcer am Ende den Martertod erleidet.
(Der frühe Islam, Karl Heinz Ohlig, S.163)

*****
Hişâm’ın Rusâfa’ya dönüşüyle bağlandığı bu geleneklerde, sonunda şehitlik acısı çeken soylu savaşçıyı anlatan daha sonraki ‘Alî anlatılarının başlangıcı görülebilir.

 

HEILIGE QARDAG:
Qardag was a military saint and a martyr. He was a convert from a high-born Zoroastrian family. His cult was localized north of Arbela. His teacher was Mar Abdisho.

*****
Kardag askeri bir aziz ve şehitti. Yüksek soylu bir Zerdüşt aileden gelen bir din değiştirendi. Kültünün merkezi Arbela’nın kuzeyindeydi. Hocası Mar Abdişo’ydu.

——————

Qardāgh was born to a noble family in the Sassanid Empire during the 4th century and descended from the “great race and lineage of the kingdom of the Assyrians”.[1] When Qardāgh was 25 years old, Shapur II visited his parents’ estate and was impressed with Qardāgh’s handsome appearance and athleticism. Qardāgh was appointed as a governor for a large region in northern Persia, there he met Abdisho (ܥܒܕܝܫܘܥ) and converted to Christianity.[2]

Upon returning home Qardāgh was rejected by his family and under pressure from the religious elite, Shapur sentenced him to be stoned. Qardāgh fled with a small army to the mountains where he was able to repel the Persians for months. One night Saint Stephen appeared to him and told him that it was better to give his life for his faith than to continue fighting. He surrendered to the king and it was his own father who threw the first stone.[2]

He was buried in Arbil, Adiabene where a church holding his relics was later constructed.[2]

(https://en.wikipedia.org/wiki/Mar_Qardagh)

 

*****
Kardağ, 4. yüzyılda Sasani İmparatorluğu’nda soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve “Asurlular krallığının büyük ırk ve soyundan” geliyordu.[1] Kardağ 25 yaşındayken, Şapur II ailesinin malikanesini ziyaret etti ve Kardağ’ın yakışıklı görünümü ve atletizminden etkilendi. Kardâğ, kuzey İran’da geniş bir bölgeye vali olarak atandı, orada Abdişo (ܥܒܕܝܫܘܥ) ile tanıştı ve Hristiyanlığı kabul etti[2].

Evine döndüğünde Kardağ ailesi tarafından reddedildi ve dini elitlerin baskısı altında Şapur onu taşlanmaya mahkûm etti. Kardâğ küçük bir orduyla dağlara kaçtı ve burada Persleri aylarca püskürtmeyi başardı. Bir gece Aziz Stephen ona göründü ve inancı uğruna canını vermenin savaşmaya devam etmekten daha iyi olduğunu söyledi. Krala teslim oldu ve ilk taşı atan da kendi babası oldu[2].

Erbil, Adiabene’de gömüldü ve burada daha sonra kutsal emanetlerinin bulunduğu bir kilise inşa edildi.[2]

Bir cevap yazın